
Koskoca tarihi kısaca anlatabilmek olası mıdır bilmiyorum.
Onlar "daha güzel bir dünya, daha güçlü bir insan, daha mutlu bir yaşam" düşünce ve özlemi ile çıktılar yola.
Bu yolda; önce teker teker, sonra hep bir ağızdan "başka bir dünya mümkün" diye haykırdılar.
Bu haykırışları öylesine gür, öylesine kararlıydı ki; korkuya kapılıp ürktü fincancı katırları.
"Herşey ama herşey benim, hatta bütün dünya benim olsun" diyen tekelci sermayenin saltanatının sürmesi için artık her yol mübahtı.
"Başka bir dünya mümkün" diyenleri susturmak ve yoketmekti gayeleri.
Faili meçhuller...idamlar...akılalmaz işkenceler... mahpus damları...gün ışığının girmediği hücreler...
Onlar; bizim sadece ölülerimiz değiller.
Aynı zamanda dünümüz, bugünümüz ve yarınımız.Onlar bizim onurumuz.
Biz de "birşeyler yapmalı" dedik.
VE...
Üzerimize düşenin küçük bir parçasını; Muhsin Ertuğrul'un tiyatro aşkı ile Nazım Hikmet'in sevda dolu şiirlerini okur
gibi, Bertold Brecht'in epik tiyatro anlayışını Stanislavski'nin içselleştirilmiş oyunculuk felsefesi ile harmanlayarak
sizlerle paylaşmak istedik.
Başarabildiysek ne mutlu bize.
Tiyatronun olmazsa olmazı izleyicilerin de üzerine düşeni yapacağı inancıyla...
İ Y İ S E Y İ R L E R...
GENEL SANAT YÖNETMENİ
Ramazan VELİECEOĞLU
* * * * * * * * * * *
KARANLIĞIN İÇİNDE AYDINLIK YÜZLER
Bu çalışmamda cumhuriyetin kuruluşundan bu yana öldürülen insan hakları savunucularını konuşturmaya çalıştım. Bu isimler bizim ülkemizde sınıfsız, sınırsız bir dünya ütopyası uğruna, ‘ötekiler’in hakları uğruna çile çekmiş, hayatını feda etmiş onbinlerce insanı temsil etmektedir. Oyundaki Erdal Eren, Hrant Dink veya Musa Anter adı; Veysel Güney de olabilirdi, Kemal Pir de, Hasan Ocak da. Canan- Zehra Kulaksız, Berna Saygılı Ünsal veya Behice Boran adı, Sibel Açıkalın da olabilirdi, Mine Bademci de. Hepsinin ortak özelliği, yaşadığımız yeni ortaçağda egemenler tarafından kurban edilmeleriydi. Kimisi daha çocuktu. Kimisi ser verip sır vermeyen militandı. Kimisi sanatçıydı. Kimisi bilim insanı. Bu insanların sesleri karanlığı yırtıp geliyordu. Bu seslerin sahipleri, benim oyuna verdiğim adla ‘Karanlığın İçinde Aydınlık Yüzler’di.
Onlara ben de borçluyum, siz de. Onlar sizin için, çocuklarımız için, denizler, dağlar, nehirler, hayvanlar, bitkiler için, büyük çoğunluğun gösteremediği cesaret ve kararlılığı gösterdiler. Onlar; ceberut babaya-kocaya meydan okuyan kadınların, ötekilerin, faşizme, ırkçılığa, siyonizme ve milliyetçiliğe karşı mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen militanların, sosyalist aydınların, sanatçıların, bilim insanlarının, avukatların, sendikacıların, gazetecilerin, işçilerin, memurların ve öğrencilerin onuru olarak tarihe geçtiler.
Bu oyunda seslerini duyduğunuz insanlar, susmanın sizi kirleteceğine, haksızlıkları görüp de bir şey söylememenin, tuhaf ve acı bir şekilde, sizi suç ortaklarına dönüştüreceğine inanıyorlar.
Bu sesleri yanınıza alıp evlerinize götürün. Ne kadar uzaklardan geldiklerini, bu kadar yol gelmek uğruna nelere katlandıklarını unutmayın. Resmi tarih onları yok saysa, unutturmak istese de işte buradalar. Aramızdalar ve sizinle konuşuyorlar. Sizi tarihle ve kendinizle yüzleşmeye çağırıyorlar. Sizi unutmanın kaygan ipine bağlı aymazlık kayığından inmeye ve sokaklara çıkıp ‘itiraz etmeye’ davet ediyorlar.
Not: Oyunu sahneye koyarken zaman sorunu gündeme geldi. Ve metinde geçen 25 ana karakter azaltılmak zorunda kalındı. Seçim yaparken daha teatral olan bölümler tercih edildi.
YAZAR
Adil Okay
* * * * * * * * * *
“Karanlığın İçinde Aydınlık Yüzler”
Geçmişimizin olumlu miraslarının unutulmamasını sağlayan aynı zamanda da olumsuzlukları toplum vicdanında yargılamayı anlatan, amaçlayan politik bir tiyatrodur. Ülkemizde unutulmaya yüz tutmuş politik tiyatroyu tekrar hatırlatan bir oyundur.
Bu çalışmayı kaybettiğimiz binlerce arkadaşımıza ödediğimiz küçük bir vefa borcu sayıyoruz. Arkadaşlığın, direnişin, dostluğun, güzel günlere inancın en güzel çocukları için bir şeyler yapabildikse ne mutlu bize!
Biz Mersin 78’liler olarak dörtlememizin önemli maddelerinden olan tarihin güncelleştirilerek bilince çıkartılması ilkesine yaptığı katkılardan dolayı ülke çapında tüm 78 lilerin bu projenin destekleyicisi olacağını umuyoruz.
78'liler Adına
Ali Sesal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder